In Conversation with Mehmet Üskül

In Conversation with Mehmet Üskül

By Bold Merchant Success

In Conversation with Mehmet Üskül

What has been your experience starting out as an artist post art school?

After graduating from the university, one of the biggest challenges I faced with was managing relations with art galleries and finding my own studio to work and adapting to it. In terms of artistic production, I felt freer in creating a new series of painting.

Can you explain your art practice in 3 words?
Disciplined, utopic and intuitional.

Is there a particular reason why you choose painting as your major?

Painting wasn’t a particular field my parents want me to gravitate towards. As a result of my resistance to their guidance, I feel even more connected to my decision sticking to studying painting. I find painting divine as a way of self expression. 

How do you make connection with nature in your works? Can you tell us a bit about your art practice?

My practice revolves around the concept of time, of moments. My aim is to bring various moments together through different perspectives. In my paintings, different surfaces come side by side as I modulate distinct feature of objects and space images such as ground or sky with a metaphysical depth. I use color stains in a sharp, geometric manner, mostly spontaneously and through an arrangement based on intuition.

Nature is the subject of the most of my works. Nature is so miraculous, wise, and full of surprises it plays the leading part of every story in my works. I think we can only depict nature momentarily or in a limited expression through painting.

It’s also sacred for me to symbolize and design all the unexplored scenes related to nature by pushing the limits of imagination.

Is there any recurring theme/question in your practice?

The question of "What’s idea behind this work?". Understanding the creation process of a composition of a tree, a leaf or a war makes it more consistent for the continuity of the series of painting.

Who inspires you? 

I admire the colors in Almodovar’s movies, settings and compositions in Wes Anderson’s movies, imagination of Andy Warhol and subtle plots of Victor Hugo. Nazım Hikmet’s literal attitude and the passionate love, renowned Turkish poet Orhan Veli feels towards Nahit Hanım. Though some of these admirations do not directly inspire me in my work, they have a huge part on fostering my imagination.

What’s your motto in life?

Living in the moment. Though it is something subjective, we can not be forced to be happy all the time. Even in the times that we feel tired, sad, happy or calm, we should remind ourselves that’s completely fine to feel the way we feel and that’s what our body needs to feel. All these mixed, complex feelings has a way of nourishing a person.

Which materials do you want to experiment in future? What do you look out for when choosing your materials?

One of the most important criteria I look for in art material is its longetivity. The art work must preserve its visual quality for many years. I can work with any materials that I’m certain of its durability. It doesn’t need to be a material used for artistic purposes, but it’s important for me to be certain that it won’t become deformed even after a century.

Do you have a studio? What’s a typical day in your artist studio?

It’s a great advantage that my house is distant from my studio. Due to the distance, I can work for longer hours and manage my time better. Besides I don’t consider the time I spent at my studio as working. I love spending time at my studio and treating my visitors at my personal work space. It could be any moment that I create something new. There’s no limit to creating in this space. I love the energy of my studio.

Is there any book that changed your way of thinking in art?

There are many books that had changed my perpective on art. John Berger’s books are some of them. They always helped me to shape my way of thinking

Can you talk about upcoming projects?

There are many workshops and exchange programs that I follow from various media channels. Some of the international programs really excite me when I imagine myself living and creating my works at a foreign country. 

///

Sanat üretimini 3 kelime ile açıklar mısın? 

Disiplinli, ütopik, sezgisel.

Sanat pratiğinden ve doğa ile nasıl bir bağ kurduğundan bahseder misin? 

Çalışmalarımın temel noktası "an" minvalinde zaman kavramı üzerine. Bu kavram doğrultusundaki amacım tek bir anı ya da anları; farklı perspektiflerle aynı zeminde buluşturmaktır. Çalışmalarımda çeşitli yüzeyleri yan yana getirerek, nesnelerin belirgin bölümlerini ve gök/zemin gibi alan görüntülerini metafiziksel bir derinlik ile modüle ederken renk lekelerini bazen keskin geometrik biçimde, çoğunlukla rastgele ama her zaman sezgisel bir düzenleme ile kullanıyorum. 

Kompozisyonlarımın hemen her birinde yer verdiğim doğa benim için çalışılabilecek tüm hikayelerin öznesi-başrolüdür. Tabiat o kadar mucizevi, o kadar bilge, o kadar sürprizlerle dolu ki, resim yahut farklı bir sanat dalı ile ifadesinde sadece anlık ya da sınırlı bir ifade olduğuna inanıyorum.

Bunun yanı sıra keşfedilmemiş olan, doğaya ait tüm sahneleri ve türleri, hayal gücünün sınırlarını zorlayıp tasarlamak, sembolize etmek de benim için bir o kadar kutsal.

Özellikle resme yönelmenin bir nedeni var mı?

Çocuk yaşlarda ailemin yönelmemi istemediği bir disiplindi. Ancak sanırım yıllar içinde aileme karşı olan bu direnme, resim ile aramda şu an sahip olduğum bu bağın temelini oluşturdu. Resmin güzel sanat başlıklarından biri olması bir kenara, bir dışavurum yöntemi, bir ifade aracı olması benim için en kutsal olandır.

Mezun olduktan sonra  sanat hayatına dair deneyimlerin nasıl oldu?

Okuldaki atölyeden ayrılıp yeni bir çalışma alanı edinmek ve adapte olmak bir yana beni en zorlayan şeylerden biri galerilerle olan ticari ilişkileri yönetmek oldu. Üretim açısından ise malzeme ve hikaye konusunda daha özgür, seri bir koleksiyon üretmeye daha uygun bir dönemdi.

Sanat pratiğinde sorgulamaktan sıkılmadığın soru/tema var mı? 

Arkasında ne var? sorusu.

İster kompozisyon olarak bir ağacın, bir yaprağın, bir figürün ya da ister sebep olarak bir savaşın arkasında ne olduğu... 

Bunu sorgulamak hem hikayenin bir sonraki resme devamlılığı açısından, hem de sahnenin matematiği açısından bana iyi hissettiriyor.

Görsel sanatlar dışında sanatın diğer disiplinlerinden sana ilham veren figürler kim?  

Almodavar'ın renkliliğine, Wes Anderson'un kompozisyonlarına ve sahnelerine, Andy Warhol'un hayal gücüne, Victor Hugo'nun ince olay örgülerine, Orhan Veli'nin Nahit Hanım'a olan aşkına, Nazım Hikmet'in edebi duruşuna ve çok daha fazlasını sıralayabileceğim birçok şair, yazar ve yönetmene hayranlığım var. Bu hayranlıklar direkt olarak ilhama dönüşmese de ilhamı büyük ölçüde beslediklerini söyleyebilirim.

Yaşadığın yer sanatsal üretimini nasıl etkiliyor? 

İstanbul'un multikültürel yapısı, tarihsel önemi, mimari envanteri, kaosu, özgür alanları, muhafazakar alanları, tekinsizliği, sanata yatkınlığı ve yakınlığı son derece üretimi besleyen, destekleyen bir özellik ve coğrafya olduğunu düşünüyorum.

Tabii hala bazı fuar ve sergilerde karşılaşılan siyasi, politik, erotik vb. gibi sınıflandırmaları ve yasaklanmaları bu coğrafyaya yakıştıramıyor ve üzülüyorum. 

Hayata dair benimsediğin bir motto var mı? 

Anı yaşamak.

Üzerine cümlelerce izah yapabilir, övgüler sıralayabilirim. Ama özetle bu basit iki kelimenin subjektif olduğuna inanıyorum. Yani yaşanması gereken her an illa ki mutluluk ve motivasyon dolu olmaya zorlanmamalı. Aksine de tabii...  Mutsuz, yorgun, durgun geçen bir anda da, bedenin ona ihtiyacı olduğuna,  tüm bu karışık duygu durumlarının kişiyi beslediğine inanıyorum.

Malzeme seçerken nelere dikkat ediyorsun ve ileride nasıl malzemelerle çalışmak istiyorsun? 

En önemli kriterim uzun ömürlülük!

Ürünün dayanıklılık seviyesi benim için maksimum düzeyde olmalı. Eser uzun yıllarca üretildiği günkü görüntü kalitesini korumalı.

İleride de dayanıklılığından emin olduğum her malzemeyle çalışabilirim. Sanatsal bir amaç için üretilmiş olmasına gerek yok. Yüzyıl sonra dahi deforme olmayacağına inanmış olmam yeterli. 

Koleksiyonunu yaptığın objeler var mı?

Koleksiyon odaklı başlamamıştım ama, öğrencilik yıllarımdan kalan yıpranmış fırçalarımı hatıra kalsın diye bir kutuda saklıyorken, yıllar içinde her yıpranan fırçayı o kutuya atmaya başladığımı ve kendiliğinden güzel ve hatırası olan bir koleksiyon yarattığımı farkettim. Şimdilik sadece buna sahibim. Şimdiki motivasyonum devam ederse onlarla bir enstalasyon yapmayı planlıyorum.

Stüdyo hayatın nasıl geçiyor? 

Evim ile atölyem arasında az bir mesafe olması benim için büyük bir avantaj. Böylece uzun saatler çalışabiliyor, mesai süremi rahatça yönetebiliyorum. Tüm bunların yanında ışığını, alanını, bitkilerimi, ziyarete gelenlerle sohbet etmeyi çok sevdiğim için orada geçirdiğim vakti mesai gibi de görmüyorum. Orada her an üretimin başlayacağı an olabilir, biteceği an da tabii. Bunu sınırlandırmayı sevmiyorum. Bunun için atölye mekanının enerjisine çok inanıyorum.

Sanata bakışını değiştiren bir kitap var mı? 

Tek bir kitaba indirgeyemem lakin John Berger'in kitapları her zaman zihnimde yeni şemalar oluşturmuştur.

Seni heyecanlandıran gelecek projelerden bahseder misin? 

Üretimlerini ve disiplinlerini yakından takip ettiğim yurt içi ve yurt dışı workshoplar, değişim programları, farklı bir coğrafyada üretip yaşamak adına beni heyecanlandıran programlar. Yakın gelecekte katılıp tecrübe etmeyi planlıyorum.